25 Kasım 2010 Perşembe

Mavi Boya

Yanlızca mavi boyam vardı ama buna rağmen av resmi yapmayı kafama koymuştum. Mavi bir ata binmiş mavi bir çocuk ve birkaç mavi köpek çizdikten sonra durdum. Mavi bir tavşan çizilip çizilemeyeceğini bilmediğimden babama danışmak için çalışma odasına gittim. Babam bir şey okuyordu ve "mavi tavşan var mıdır?" soruma, başını kaldırmadan "evet oğlum vardır." diye cevap verdi. Yuvarlak masaya döndüm ve mavi bir tavşan çizdim. Daha sonra bunu çalılığa dönüştürme ihtiyacı hissettim. Çalılığı da sevmedim ve onu da bir ağaca çevirdim, ardından ağacı ot yığınına, ot yığınını bir buluta. En sonunda bütün kağıdı mavi boyayla öylesine kirlettim ki, hışımla kağıdı yırttım ve koltuğa oturarak uykulu bir halde düşüncelere daldım.

Çocukluğum / Leo Tolstoy

A Story About Van Cliburn


I remember the famous story of Van Cliburn. He was a young and promising pianist. He was invited to play in Carnegie Hall. He came to New York, looking for Carnegie Hall. He met an elderly man in the street and asked him:  “How can I reach Carnegie Hall?” The man said: “Practice my boy. Practice, practice and practice...”

İzleyiciler